Ağız ve Diş Sağlığında Ozon Kullanımı

Gelişen yaşam standartları ile beraber , yaşam tarzındaki değişimler,  sağlıklı beslenme alışkanlıkları, her gün neredeyse gelişen teknoloji ile kullanılan ürünler gibi birçok etmen, ağız ve diş sağlığını etkiliyor. 
Bu hızlı değişimler olurken bizler, ağız ve diş sağlığımızı korumak için nelere dikkat ediyoruz?

Ağız ve Diş Sağlığı Önemi nedir?

Diş ve diş eti hastalıkları, ülkemiz ve dünyada en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Fakat hayatı doğrudan tehdit etmediği için, ağız ve diş sağlığımıza gereken önemi vermemekteyiz.

Ağız sindirim kanalının girişidir. Ağızdaki olumsuzluklar diş sağlığının bozulmasına, sindirimin olumsuz etkilenmesine yol açar. Ağzımızla aldığımız yiyecekleri çiğneyerek ve  tükrükle karıştırılarak yutulmaya ve sindirime hazır hale getiririz. Ağız, aynı zamanda konuşmaya  da yardım eder. Tat alma organı olan dilin; çiğneme, yutma, konuşma gibi çok önemli yan görevleri de bulunmaktadır.
Dişlerin besinlerin parçalanması, öğütülmesi görevlerinin yanı sıra konuşmada ve görünümümüzde önemli etkileri vardır. Dişleri eksilmiş kişilerin bazı sesleri çıkarabilmeleri zorlaşır, çiğnemede ve/veya ısırmada da zorluk olur. Dişlerin gelişim süreci içerisinde ilk çıkan süt dişleri, daha sonra yerlerini  kalıcı dişlere bırakır.

Ağız ve diş sağlığında en önemli iki hastalık diş çürükleri ve diş eti iltihaplanmalarıdır. Diş eti hastalıkları kimi zaman diş yuvasının bulunduğu çene kemiğinin erimesine kadar ilerleyen bir etki yapabilir. Diş sağlığının bozulması vücuttaki diğer organları da etkileyebilir. Dişler neredeyse bütün sistemleri olumsuz etkileyen sürekli enfeksiyon odağı haline gelebilir ve  kalp, böbrek, eklemler vb. yapılarda önemli sağlık sorunlarına yol açabilen enfeksiyonlara kaynaklık edebilir.

Ağızda ve dişlerde yapısal ve işlevsel herhangi bir bozukluğun olmaması, ağız ve dişlerin görevlerini tam olarak yapabilmeleri durumu “ağız ve diş  sağlığı”nın varlığını gösterir.

Dental plak nedir?

Dental plak; diş üzerinde mikroorganizmalar, lökositler, makrofajlar, ölü epitelyum hücreleri, tükürük glikoproteinleri ve bir miktar yiyecek artıklarının oluşturduğu birikim olarak tanımlanmaktadır.
      Günlük diyetimizde tükettiğimiz gıdalarda bulunan asitler de ağız pH’sının düşmesine, dolayısıyla diş minesinin erozyonuna sebep olmaktadır.

 Peki bizler Sağlıklı dişler ve sağlıklı bir ağız için  neler yapmalıyız?
 
1.Biri yatmadan önce olacak şekilde, dişlerimizi  mutlaka günde 2 kez fırçalanmalıyız.
2.Doğru temizlik için mutlaka ara yüz fırçası ya da diş ipi kullanılmalıyız.
3.Diş hekimi kontrollerimizi  en az 6 ayda bir yaptırmalıyız.
4.Dişler fırçalanırken mutlaka dil de fırçalanmalıdır.
5.Daha etkin fırçalama için seçilen diş fırçası yumuşak olmalıdır.
6.Diş fırçalama süresi 2 dakikadan az olmamalıdır.
7.Düzenli aralıklarla diş taşları diş hekiminizce  temizlenmelidir. 
8.Diş fırçalamanın etkinliğini artırmak için ağız gargarası kullanılmalıdır.
9.Diş fırçası 2-3 ayda bir değiştirilmelidir.
10.Diş beyazlatıcıları ürünler,  doktor kontrolünde kullanılmalıdır.
11. Ağız içine kalem, toka gibi cisimler Diş yapısına zarar verebileceğinden sokulmamalıdır
12.Diş gıcırdatma, sıkma gibi durumlar Diş minesine zarar vereceği için kontrol altına alınmalıdır.
13.Ağız ve diş sağlığını korumak ve  hem de ağız içi kanserleri önlemek için sigara içilmemelidir.
14.Şekerli sakızlar, dişe yapışan ağdalı şekerler, tükürük ile temizlenemediği için zararlıdır. Mümkün olduğunca az tüketilmelidir.
15.Narenciye ürünleri, portakal, mandalina, kivi, limon, greyfurt gibi ağız içi tükürük salgısını artıran meyveler tüketilmelidir.
16.Tatlı yedikten sonra mümkünse bir parça peynir tüketilmelidir.
17.Her yemekten sonra mutlaka su içilmeli ya da ağız çalkalanmalıdır.
18.Gazlı içecekler diş minelerini aşındırabileceğinden tüketimi sınırlı olmalıdır.
19. Ceviz, fındık gibi sert kuruyemişler asla dişlerle kırılmamalıdır
20.Dişlerde mekanik temizlik etkisi yaratacağından elma, havuç gibi sert sebze meyveler ısırarak yenmelidir.
21.Diş çürüklerini önlemek için süt, yoğurt, peynir gibi calcium dan zengin besinler  tüketilmelidir.
22.Ağrıyan dişe alkol, kolonya gibi ürünler ile müdahale edilmemeli, en kısa sürede diş hekimine gidilmelidir.
23.Diş fırçalamak için fındık büyüklüğünde macun kullanılmalıyız.
24. Pasta,  kurabiye   gibi nişastalı yiyecekler ağız içi bakteriyel asidi artırır. Bu yüzden  olabildiğince az tüketilmeli
25.Diş ve diş etlerinin dostu yeşil çayı günde 1 bardak tüketilmelidir.
26.Dişler fırçalanırken fırçada kan görülüyorsa bu diş eti hastalıklarının habercisi olabilir. Bu yüzden  en kısa sürede diş hekiminize başvurulmalısınız.
27.Diş estetiğinde kişiye özel uygulamalar tercih etmeliyiz.
28.Her yaştaki diş çarpıklıkları için öncelikle ortodondik diş telleri ile çözüm aranmalı
29.Çocukların ilk diş hekimi muayenesi ilk dişlerini sürmesiyle başlamalı
30.Her 20 yaş dişi çekilmez, eğer fırça ile temizlenebilir durumda ise çekilmeyebilir 
31.Güldüğümüzde diş etleriniz görünüyorsa lazerli diş eti estetiği ile doğal bir gülümseme yakalayalım.
32.Sağlıklı dişlerimizle bol bol gülümsemeyi unutmayalım.
Bütün bunları yaparken ağzımızın içinde bulunan patojen mikroorganizmalardan kurtulmak için gargara suyumuzu, diş fırçalarımızı, diş iplerimizi kullanmadan önce  ve kullandıktan sonra olmak kaydıyla mutlaka Re-life ozon CM ile dezenfekte edeceğimiz su ile muamele etmeliyiz. 
Kullandığımız ürünlerimizin sağlıklı ve uzun ömürlü olması demek, ağız ve diş sağlığımızın da sağlıklı olması anlamını taşır. 
Ağzımız sindirim sistemimizin dış ortama açılan ilk giriş kapısıdır. Doğal olarak tüm mikroorganizmalar ile kontamine olur. Bağışıklık sistemimiz yeterli değilse hastalanmamız söz konusudur.
Re-lifeozon CM sizi koruyarak hastalanmanızı da önler.